Barış eğitimi konusunda Türkiye’de bir üniversite çatısı altında kurulan ilk ve tek merkez olan Boğaziçi Üniversitesi Barış Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi, 2007’den bu yana barış eğitimini mevcut müfredatın parçası haline getirmeye çalışıyor. Merkez’in, AÇEV ile ortaklaşa düzenlediği ‘’Barışın Renkleri Çocukta Başlar’’ başlıklı sergi 8 Kasım tarihinde Güney Kampus Natuk Birkan Binası İbrahim Bodur Salonu'nda açılacak.
Barış Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi kurucuları Prof. Dr. Fatoş Erkman ve Nur Bekata Mardin ile barış eğitimini ve merkezin çalışmalarını konuştuk.
Boğaziçi Üniversitesi Barış Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi, kurulduğu 2007 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü’ne bağlı olarak çalışıyor. Merkez, çok sayıda gönüllü, okul ve sivil toplum kuruluşunun katkılarıyla; seminerler, konferanslar, atölyeler ve uygulamalı çalışmalar aracılığıyla çocuklara, gençlere ve eğitimcilere barış ve çatışma çözümü üzerine eğitimler veriyor. BEUAM sadece gönüllülük esasıyla ve kısıtlı imkânlarla çalışmalarını yürütüyor.
Merkezin müdürü Prof. Dr. Fatoş Erkman, merkezin 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nin katkılarıyla ve WINPEACE ‘in ( Women’s Initiative for Peace- Türkiye ve Yunanistan’dan Kadınların Barış Girişimi) öncülüğünde kurulduğunu söylüyor. Erkman, 2004 yılında Küba’da katıldığı Karşılaştırmalı Dünya Eğitim Kongresi’nde öne çıkan iki temanın küreselleşme ve barış eğitimi olduğunu; kendisini etkileyen bu kongreden dönüşünde Türkiye’de barış eğitimi üzerine çalışmak istediğini ve bu amaçla Nur Mardin’in önderliğinde, merkezi kurmaya karar verdiğini söylüyor.
Barış eğitimi hayatta kalabilmek için gerekli
Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü öğretim görevliliğinden emekli olan ve şu anda merkezin müdür yardımcısı olarak görev yapan Nur Bekata Mardin ile birlikte merkezi kuran Fatoş Erkman, merkezin, bilimsel bir ortamda ve saygın bir üniversitenin çatısı altında kurulmasının önemli olduğunu anlatıyor. Barışı destekleyen bir yer olmanın ötesinde barış eğitimi verme amaçlı bir merkez kurmayı hedeflediklerini aktaran Erkman, “Barış bireyde başlar” sloganıyla yola çıkan merkezin kuruluş amacını şu sözlerle ifade ediyor:
“Bugün dünyaya baktığımızda, insanların hayatta kalabilmeleri için barış eğitiminin şart olduğunu görüyoruz, bizim de en temel amacımız, tüm eğitim sistemi içinde barış eğitiminin müfredatın içinde var olması daha doğrusu yoğurulmasıdır. Bu konudaki eksikliğe dair gördüğümüz çok acı örnekler var, konferanslarımızdan birine katılan bir konuğumuz Afganistan’da yaşanan savaş sırasında yazılan ders kitaplarından birinde şöyle bir problemle karşılaştığını söylüyor: “Bir Rus askerini bu tip bir silahla kaç metre öteden öldürebilirsiniz? Bu, dokuz ve 10 yaşındaki çocukların matematik kitabındaki bir soru. Bu örnek gösteriyor ki eğitimi barış dilinde veya savaş dilinde verebiliyorsunuz ne yazık ki. Toplumun hemen her katmanında var olan öfke, saldırganlık ve ötekileştirmenin yok edilmesi ve sadece bireylerin değil eğitim sistemlerinin de dönüşmesi gerekiyor. Barış eğitimi bir an önce tüm bireylere verilmezse ve yeni nesil bu bilinçle yetişmezse dünyanın sonu geldi demektir. Bu nedenle de bizim en önemli hedef kitlemiz okul sistemleri çünkü bu şekilde hem çocuklara, hem velilere hem de eğitimcilere ulaşmış olacağız. Bu, kısa bir koşu değil. Bu bir maraton ve Türkiye’de bir üniversitede kurulan ilk Barış Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi olarak biz bunu başlattık’’.
Yunanistan, Kıbrıs ve Türkiye’den kadınlara barış ve çatışma çözümü eğitimi verildi
Merkezin Müdür Yardımcısı Nur Bekata Mardin, 2000 yılında WINPEACE ile birlikte yapılan Yunan-Türk gençliğine yönelik barış eğitimleri sonrasında, bu eğitimlerde yer almış çocukların birçoğunun şu anda kendi mesleklerinin yanı sıra bir sivil toplum kuruluşunda çalıştıklarını belirtiyor. Mardin, WINPEACE ile yaptıkları “Barış Kültürü ve Şiddetsiz Çözüm Eğitici Eğitimi” projesi kapsamında ise, Yunanistan, Kıbrıs ve Türkiye’den, çeşitli sivil toplum kuruluşlarında çalışan 40 kadını Boğaziçi Üniversitesi’nde bir araya getirdiklerini ve bir hafta boyunca barış ve çatışma çözüm eğitimi verdiklerini söylüyor.
Çatışma çözüm eğitimleri kapsamında ‘’Barış Profesörü” olarak bilinen ve Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün kurucusu Prof. Dr. Johann Galtung’un 2009 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nde bir konferans verdiğini anımsatan Nur Bekata Mardin, Prof. Galtung’un çalışmalarından büyük ölçüde ilham aldıklarını belirtiyor.
Barış eğitiminin hedefi ‘’öteki’’ kavramını yıkmak
Mardin ayrıca, yaptıkları çalışmalardan bazılarında Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Hizmet Kulübü ( BUSOS) üyelerinden de destek aldıklarını söylüyor. Mardin, BUSOS’da görevli gönüllü öğrencilere, “Sanat ve Oyun Yoluyla Barış ve Çatışma Çözümü ve Kolaylaştırıcılık Eğitimleri” projesi kapsamında 20 günü kapsayan eğitimler verdiklerini ve sonrasında Tarlabaşı’nda yaşayan 10-14 yaşları arasında 14 çocukla bir yıl boyunca çalışmalar yaptıklarını anlatıyor: ‘’Bizim için başta çok zordu, çünkü çocuklar bizim için de “öteki” idi ama onları tanıyıp, kendi çocukluğumuza döndüğümüzde onlarla kendimizi özdeşleştirdikten sonra bizim için artık “öteki” kalmadı. Çünkü “öteki” zannettiğimizle aslında ne kadar aynı olduğumuzu gördük. Bu eğitimleri alan bireylerde “öteki” kavramını yıkıyoruz” diye devam eden Mardin, bu süreçte “Ben değiştim, başkalarını da değiştirebilirim” diyen ve bireysel olarak başarabileceklerinin farkına varmış gençlerle de karşılaştıklarını söylüyor.
Barışçıl Okuldan Toplumsal Barışa-Demokratik Yurttaş Eğitimi Projesi
Boğaziçi Üniversitesi Barış Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi ( BEUAM), Yüksek Öğrenimde Rehberliği Tanıtma ve Rehber Yetiştirme Vakfı ( YÖRET) ve MEB işbirliği ile AB / Merkezi Finans Birimi İnsan Hakları Eğitimi kapsamında 2013 yılında 18 aylık bir proje olarak hayata geçirilen Barışçıl Okuldan Toplumsal Barışa-Demokratik Yurttaş Eğitimi Projesi, Türkiye’nin 3 ilinde ( İstanbul, Samsun, Konya) ve 36 ilkokulda, okul psikolojik danışmanları ile üniversitelerin Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümü öğrencilerinin birlikte yürüttükleri eğitim, sınıf ve okul içi uygulamalar ve değerlendirme çalışmaları ile sürüyor.
Boğaziçi Üniversitesi Barış Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi, halen Barış Eğitimi konulu çalışmalarını farklı illerde ilköğretim ve lise okullarında, üniversitelerde sürdürüyor. Bu kapsamda seminerler, konferanslar, çalıştaylar ve atölyeler düzenliyor; uygulamalı eğitimler veriyor ve barış isteyen bireylerden oluşan bir toplum yaratmaya çalışıyor, çünkü onlara göre barışın anlamı:
“ Birlikte hissedip, merak ederek,
Anlayıp, dinleyip, dokunarak,
Renkleri karıştırıp,
Işığı hep canlı tutarak,
Şekillerden uzak, kargaşa içindeki güzelliği görüp, sevebilmek. ”